24 Ocak 2011 Pazartesi

Unutma!!!

Bir sabah uyandığımda korkunç bir haber vardı televizyonda. Ben daha çocuktum o zaman. Ne olduğunu, neden olduğunu soramadım. Ama biliyordum bu çok korkunçtu. Bir adam evinin önünde, her gün bindiği arabasının yanında ölmüştü. Görüntüleri gösterilmeyecek kadar korkunçtu. Parçaları sokağa dağılmıştı. Sadece arabasının halini görüyorduk biz. Bu adam neden öldürüldü diye soramıyordum. Daha çocuktum, ama biliyorum bu olay çok korkunçtu.

Bir adam sözleri, yazdıkları, bildikleri için öldürülmüştü. Oysa o adam gazeteciydi. Söylemek, yazmak, bilmek onun işiydi. Bir adam işini iyi yapıyor diye öldürülür müydü? Daha önce de olmuştu, yine oldu ve gelecekte de olacaktı. Yalnızca bunları bilecek yaşta değildim ben.

Şimdi ise kabul edemiyorum olanları. Yaptıklarını bildiğim bir adamın evinin önünde öldürülmesini, vücudunun parçalarının sokaktan kanıtlarla birlikte süpürülmesini ve 18 yıldır rafa kaldırılmış bir dosyada faili meçhul olarak kalmasını kabul edemiyorum.

Biliyor musun Uğur, senden sonra kimse özgürce istediklerini söyleyemedi. Uğruna hayatını verdiğin yolda, aşık olduğun meslekte, birkaç kişi dışında artık onurlu kimse kalmadı. Senden sonra sattılar kalemlerini Uğur. Kimi paraya, kimi çıkarlarına, kimi de hayatları için sattılar. Sen bir gün öldürüleceğini bile bile, inandığın şeyler uğruna mücadele ederken ve bunun doğru olduğuna inanırken, ardında kalanların senin yolunda yürüyeceğini düşünürken onlar seni hayal kırıklığına uğrattı.

Ve biliyor musun Uğur, insanlar artık konuşmuyorlar bile. Bilmiyorlar, görmüyorlar, konuşmuyorlar.. Hatta hatırlamıyorlar bile Uğur. Ben her sene içim yanarak seni anarken, yanımda bir avuç insandan başkasını görmüyorum. Dosyan hala rafında, tozlar arasında duruyor. Kimse onu indirmeye yeltenmiyor. Kimse hesap sormuyor, kimse sorgulamıyor, kimse umursamıyor Uğur.

Biliyor musun uğruna savaştığın her şey yok oluyor. Ama yine de umut var. Bir avuç kalsak da umut var. Sen rahat uyu Uğur….